NEFESİM


             Not : Bu öyküyü rahmetli dedem Hüseyin ve rahmetli Meryem'ime ithaf ederim . Huzur içinde yatın

*********************************************************************************


rain , forest , orman , yagmur


                   Yataktan doğrulup eşine baktı . Yıllardır izlemekten bıkmadığı o yüzü tekrar izliyordu . Yüzüne eklenen kırışıklıklar , yaşlanmanın bıraktığı izler bile ona güzel geliyordu . Sonra nefes alış verişine dikkat etmeye başladı , göğsünün inip çıkışına  baktı . Eşi yıllardır kendi nefesi gibi olmuştu .  Sanki onu yaşama bağlayan önemli bir organıydı . Onda bir şeyler ters gitmeye başlasa kendisinde de hissederdi o tersliği . Öylesine bir bağı vardı ,işte onunla .
    Kadın gözlerini hafifçe aralayıp “Hüseyin “ dedi biraz sinirli bir ses tonuyla
    “Efendim” dedi Hüseyin gözlerini başka bir tarafa çevirip
    “Beni izlemeyi bırakırsan sevinirim” dedi kadın yine aynı ses tonuyla
    “İzlemiyorum ki zaten”
    “Tabi tabi “ dedi kadın “İzlemiyormuş muş , hadi kalkalım biliyorsun bugün dışarı çıkıcaz”
    “Tamam , önce bir bakayım bizim kız uyanmış mı , mutfaktan sesler geliyodu” diyerek yataktan kalktı . Bir an ayaklarını yatağın kenarındaki terliklere uzattı eski bir alışkanlıkla . Terlikleri giyemeyince kendi kendine söylenmeye başladı . “Hala alışamadın be adam şu duruma , kaç ay geçti üzerinden hala o zamanlarda sanıyorsun kendini”
    “Ne söyleniyorsun Hüseyin yine kendini kendine”
    “Yok bir şey Meryem” dedi odadan çıkarken . Tam kapının önüne geldiğinde odaya dönüp baktı . Bir yatak ve boş bir dolap vardı sadece odada .”Keşke her şeyi kaldırmasalardı” diye geçerdi içinden . Çok boş duruyordu oda . Sanki gerçekten orayı terk etmiş gibilerdi . Bu düşüncelerle kapıdan geçip mutfağa doğru ilerlemeye başladı . Mutfakta damadını gördü . Kahvaltı masasını hazırlıyordu tek başına . “Afferin damadıma , kızıma iyi bakıyor” diye geçirdi içinden . Elini gayri ihtiyari masadaki bardaklardan birine uzattı . Sonra uzandığı bardak yere düştü . Meryem içerden seslendi “Yine neyi kırdı benim sakar kocam”
“Yok valla ben yapmadım bu sefer , bardak kendi düştü” diye cevap verdi Hüseyin biraz mahcup bir sesle
“O tabak çanağı senin kırdığını hiç görmedim zaten , hep kendileri kırılır “
“Valla hayatım bu sefer kendi kırıldı” derken damadın şaşkın bir şekilde kırılan bardağı incelediğini gördü . Mutfağın kapısından uykulu gözleriyle Ilgın girdi içeri .
“Benim sakar kocam yine neyi kırdı acaba” diyip eşine bir öpücük kondurdu.
“Valla bende anlamadım , kendi kendini düştü bardak” dedi Sinan .
“Aynı babam gibisin” dedi Ilgın gözlerini babasına doğru çevirip. Ama o gözler babasına değil de sanki boşluğa bakarmış gibiydi, sanki orda olması gerekmesine rağmen orda olmayan bir şeyi ara gibiydi .Nerdeyse ağlamak üzereydi Ilgın
Hüseyin  gülümsedi kızına bakarak , onunda gözleri dolmuştu ve ağlamamak için kendini zor tutuyordu . Hemen mutfaktan kaçarcasına uzaklaşıp yine Meryem’in yanına dönmek istedi ama mutfaktan gelen hıçkırık sesleri üzerine oda ağlamaya başlamıştı . “Ağlama ulan” dedi kendine kızarak “Ağlama işte , şimdi Meryem seni böyle görürse oda ağlamaya başlayacak , ağlama Allahın cezası” diye yere çöküp sırtını duvara yaslandı . Olmuyordu işte olmuyor. Ağlıyordu . Yüzünü avuçlarıyla kapatıp ağlarken Meryem geldi yanına . Oda onun yanına çöküp başını omzuna dayadı ve ağlamaya başladı .

    *****        *****            *****        *****

                Kızıyla damadının arabasındayken Meryem’e döndü Hüseyin . Bir an bakıştılar birbirleriyle . İkisi de aynı anda “Orayı hiç sevmiyorum” dediler . Bir anlık bir gülümseme yayıldı yüzlerine . “Aynam yine konuştu “ dedi Hüseyin araba o hiç sevmedikleri yere yanaşırken . Sinan arabayı park ettiğinde hep beraber arabadan indiler . Hepsi biraz ürkek  , birazda üzgün beyaz taşların arasında yürümeye başladılar .
“Artık gitmemiz lazım biliyorsun” dedi Hüseyin üzgün bir sesle
“Biliyorum”dedi Meryem “ Daha fazla kalamayız” Sonra Ilgın ve Sinan beyaz taşlardan birinin önünde durdular . Ilgın yine ağlamaya başlayınca Sinan eşine sarılarak onu teselli etmeye çalıştı . “Tamam , ben iyiyim” dedi ve daha iki gün önce gelip çiçek bıraktğı toprak yığının yandaki toprak yığınına da elindeki çiçekleri özenle yerleştirdi . “Seni çok özledim anne” dedi Ilgın önündeki mezara bakıp ağlayarak  “Doğum günün kutlu olsun” Ağlayan kızının saçlarını okşamaya başladı Meryem . “Bende seni seviyorum bitanem”
“Hadi” dedi Hüseyin . “Gitme vakti geldi , biz ordanda görebileceğiz onları zaten”
“Tamam” dedi Meryem Hüseyin’in elini tutarak “Hadi gidelim”
Hüseyin önce Meryem’e baktı sonra alnına bir öpücük kondurup “Doğum günün kutlu olsun nefesim” dedi
Gülümsedi Meryem “ Teşekkür ederim hayatım , beni hiç bırakmadığın , burada bile yanımda olduğun için teşekkür ederim”
Ve elele tutuşup onları çok mutlu olacakları bir yere götürecek ışığın içine doğru ilerledi Meryem ve Hüseyin


8 yorum:

  1. gerçekten böyle gözlerim dolu dolu oldu sonunu anlayınca

    YanıtlaSil
  2. blogunu açtığımda çalan şarkının bilgisayarımda açık olan şarkıyla çakışması çok güzel bence. seviyorum bu şarkıyı

    YanıtlaSil
  3. etkilendim gerçekten, çok güzel yazmışsın eline sağlık.

    YanıtlaSil
  4. :'(((((
    yaaa yapilir mi bu tam da bu moddayken ya :'(((
    hhooofff :'(((

    YanıtlaSil
  5. Üff tüylerim diken diken oldu. Ama bana anımsattığı şeyler için teşekkür ederim sana.

    YanıtlaSil
  6. öyküyü beğendim ama bence en anlamlısı ithafın:)eline sağlık...

    YanıtlaSil