SENİ SEVİYORUM - 2

adam , yalnız , man , alone
Ağır ağır bavulunu toplamaya başladı .İstanbul ‘ dan ayrılmak istemiyordu ama onun için her şeye değerdi .”Acaba beni görünce ne yapacak ? “ diye düşündü . Şaşıracağı kesindi de sevinir miydi veya boynuna atlayıp sarılır mıydı ? “Amma da abarttım “ dedi kendi kendine . “ Birde seni seviyorum diye bağırsaydı bari .“ En son iki sene önce görmüştü onu .Bir iş dolayısıyla Ankara ‘ ya düşmüştü yolu . O gün geldi aklına .Tıpkı eskiden olduğu gibi Yeliz ‘ i alıp bir kafeye götürmüştü . Eskisi gibi kalbi heyecanla dolmuştu . İçinden eskisi gibi elinden tutmak gelmişti ama yapamazdı . Elini ilk tuttuğu zamanı hatırladı . Ona ilk gül aldığı zamandı galiba .Yurdun önünde ona aldığı gülü verip biraz konuşmuştu Yeliz ‘ le . Sonra Yeliz yurda geri dönerken tokalaştıklarında elini bırakmamak için bir şeyler söyleyip lafı uzatmıştı . Bir iki dakika boyunca onun elini tutmak yeniden doğmak gibi bir şeydi sanki . Elindeki katlamaya çalıştığı pantolona bakıp güldü . “ Acaba anlamış mıydı ? “ diye düşündü . Ya ilk elini tutmak istediğini söylediği zaman . Sinemaya gideceklerdi o gün . Yol boyunca onun elini tutmak istediğini nasıl söyleyeceğini düşünmüştü . En sonunda da “ Senden bir şey isteyeceğim , istersen izin vermeyebilirsin , istersen kızabilir hatta dövebilirsinde ama elini tutmak istiyorum “ demişti . Yeliz ‘ de izin vermişti . O gün sırf Yeliz ‘ in elini daha fazla tutabilmek için onu uzaktaki bir sinemaya kadar yürütmüştü . Sonrada Yeliz hasta olmuştu . Ne kadar kızmıştı o zaman kendine . “Aptal aşık “dedi kendi kendine .Hele Yeliz ‘ in gözlerinin içine baktığı o zamanlar ne kadarda güzeldi . Sanki o anlarda başka bir dünyaya gidiyordu . Ama bazen önemsenmediğini , onun için sıradan bir insandan farkı olmadığını bazen de onu rahatsız ettiğini düşünüyordu .Yinede içindeki sevgi kendisini Yeliz ‘ den uzaklaştıramıyordu . Onun kalbini kazanmak için hem kendine karşı hem de Yeliz ‘ e karşı bir savaşa girişmişti . Ne ondan önce nede ondan sonra kimse için bu kadar çabalamamıştı ama sonunda kaybetti bu savaşı .
Bavulunu kapatıp saatine baktı . Uçağının kalkmasına daha vakit vardı . Mutfağa gidip kendine bir bardak çay aldı . Tekrar odasına geçip masanın üzerindeki sigara paketinden bir dal sigara çekti .Bir zamanlar bırakmıştı bu zehir fabrikasını ama Yeliz ‘den ayrıldığı yaz tekrar başlamıştı . Hayatının en kötü günlerini geçirmişti o yaz . Derdini açık açık anlatabileceği bir tek Kerem vardı İstanbul ‘ da . Birde Sinan vardı ama oda askereydi o günlerde . Az ağlamamıştı Kerem ‘ in karşısında . İşte ilk o yaz Metin ‘ i ağlarken görmüştü Kerem .Her zaman gülerken gördüğü arkadaşını ağlarken görmek Kerem ‘ ide çok yaralamıştı . O yazı Kerem ‘de hiçbir zaman unutmadı . Metin o yazı acılarla geçirmişti ama en zoru tekrar üniversiteye döndüğü zaman olmuştu . İçinde yanardağlar fokurdarken hep gülmeye çalışmış , kendi mutsuzluğuyla başkalarını da mutsuz etmemeye çalışmıştı . Ama o geceleri yastığa başını koyduğu zamanlar yok muydu . kendisiyle baş başa kaldığı o karanlık zamanlar . Yorganı başına çekip “Bu da geçecek “ diye ağladığı , kimi zaman dua ettiği , kimi zaman sabahlara kadar gözüne uyku girmediği o ızdırap dolu geceler . Ve her sabah insanların karşısına gülen bir yüzle çıkma çabası . Derin bir of çekti . Bir zamanlar her buluştuklarında “Seni seviyorum “ derdi defalarca . Yeliz ‘ de gülerek “ Biliyorum . “ diye karşılık verirdi . Ama Yeliz ‘ den ayrıldıktan sonra bir daha Yeliz ‘ e söyleyemedi o iki sözü . Yeliz ‘ i daha sonra her gördüğünde veya her telefonla arayışında söylemek istemişti . Ama korkmuştu . Şimdi tekrar ona gidiyordu . Onun vereceği tepkiyi düşünmeden “ Seni seviyorum “ demeye gidiyordu . Yılların özlemi gizliydi o iki kelimede , aşkının masumiyeti , gecelerinin ızdırabı gizliydi . Yeliz ‘ den sonrada hayatına başka kızlar girmişti ama hiç birine söylememişti . Hatta evlendiği kadına bile . Zaten Kerem ‘ le Sinan ‘ın dolduruşuna gelip evlenmişti .Nikahta keramet var deyip kandırmışlardı onu . O da hadi hayırlısı deyip atmıştı imzayı . Yeliz ‘e telefonda evleneceğini söylediği zamanı düşündü . Demeyeceğini biliyordu ama yinede evlenme demesini beklemişti .İmzayı atacağı ana kadar beklemişti . Ama nikaha bile gelmemişti . Sonrasıysa malum . Altı ay geçmeden kendini boşanma davası için mahkemede bulmuştu .
Zilin çalmasıyla beraber anılardan sıyrılıp tekrar yaşadığı ana geri döndü . Ağır ağır yürüyüp kapıyı açtı . Sinan , Kerem ve kızkardeşi gelmişlerdi . “ Hadi çabuk ol “ dedi Kerem . “Birazda havaalanında otururuz “ . Bavulunu içerden alıp Sinan ‘ a verdikten sonra yıllardır ona arkadaşlık eden kedisini kucağına aldı . Kedileri çok severdi Yeliz . Belki de kedilerle Yeliz ‘i özdeşleştirdiği için bir kediye sahip olma ihtiyacı duymuştu . Kediyi kutusuna koyup kız kardeşine verdi . “ Ona iyi bak “ dedi gülerek . “ Şüphen mi var ? “ diye karşılık verdi kardeşi . “Sana söylemedim ki , kediye söyledim ben “ dedi Metin . Kısa bir an hep beraber gülüştüler . Sonrada beraberce dışarı çıktılar . Sinan ‘ ın arabasının bagajına bavulunu yerleştirip tam arabaya biniyordu ki “ Bir dakika bekleyin “ deyip koşarak oturduğu apartmana girdi . Beş dakika sonraysa elinde bir poşetle geri döndü . “O poşette ne var “ diye sordu Sinan .” Hediye “ dedi Metin . Bunun üzerine “Sonunda şu esrarengiz hediyeyi görebileceğiz herhalde “ dedi Kerem . Metin ‘ se umut dolu bir gülümseyişle karşılık verdi Kerem ‘ e . Yıllar önce Yeliz ‘ e vermek istemişti bu hediyeyi ama Yeliz kabul etmemişti . Hediyenin ne olduğunu sorduğunda ise Metin söylememişti . Üzülmüştü Metin . “Yine aynı şeyler oluyor “ diye düşünmüştü . Yine bir insan sebep göstermeden üzmeyi başarmıştı kendisini . Ona daha sonra başka hediyeler vermişti ama verdiklerinin arasında o hediye yoktu . Kardeşiyle vedalaşıp arabanın ön koltuğuna geçti . Sinan önce emniyet kemerini taktı . Ardından radyoyu açıp arabayı sürmeye başladı .” Kemerini taksana “dedi Metin ‘ e . “ Kısacık bir yol içinde kemer mi takılır ? “ dedi Metin . “ Acaba kaç kişi arabanın camdan fırlamadan önce bu sözleri söylemiştir “ dedi Sinan . Ve yine hep beraber gülüştüler .
Yol boyunca aralarında tatlı bir muhabbet başladı . “ Ne güzel “ diye düşündü Sinan . Metin ‘ in gözlerindeki o eski ışıltı geri dönüştü sanki . Sohbetleri devam ederken birden “Kedi “ diye bağırdı Metin . Sinan o anda önlerine çıkan kediye çarpmamak için frene basıp direksiyonu kırdı . Kimse ne olduğunu anlayamadan araba takla atmaya başladı . Durduklarında “Kemer “ dedi Sinan . “ Kemeri niye takmadın Metin “ . Kerem ‘ le beraber hurda olmuş arabadan hızla inip camdan fırlayan Metin ‘ in yanına koştular . Metin kanlar içinde yerde yatıyordu . Her zaman yaptığı gibi her şeye rağmen yinede gülümsemeye çalışıyordu . “ Hayat yine benimle dalga geçiyor “ dedi zorlukla . “ Dayan “ dedi Kerem .” Ona seni seviyorum demeden bırakma bizi “. Metin zorlukla nefes almasına rağmen yinede konuşmaya çalıştı . “ Eğer ben söyleyemezsem siz söyleyeceksiniz tamamı ?“dedi. . Kerem “ Sen söyleyeceksin ona , çıkacaksın karşısına , seni seviyorum diye bağıracaksın . Yine güldü Metin . “ Seni seviyorum Yeliz “ dedi . “ Biliyorsun değilmi? “. Bunlar Metin ‘in son sözleri olmuştu . Gökyüzünü saran bulutlar ilk damlalarını yeryüzüne bırakmaya başladılar . Sinan ‘sa Metin ‘in üzerine kapanıp “ Ne olur ölme “ diye ağlamaya başladı .Bu arada Kerem Metin ‘in cebinden telefonunu alıp Yeliz ‘ i aradı . Telefonda Yeliz ‘ in “ Seni seviyorum “ sesiyle o an dünya başına yıkıldı .Olay boyunca soğukkanlılığını koruyan Kerem ‘ in gözleri doldu . “ Özür dilerim “ dedi ağlamaklı bir ses tonuyla . “ Ben Metin ‘ in arkadaşıyım .Onun son isteği sizi sevdiğini söylemem oldu . Başımız sağolsun Metin ‘ i kaybettik . Ve telefon yere düşüp parçalara ayrıldı . Onlara kaza yaptıran kedi önlerinden geçti hızlıca . “ Kediye çarpmadık Metin “ diye diz çöküp ağlamaya başladı Kerem .Metin ‘in hala sıkı sıkıya elinde tuttuğu poşete baktı gözyaşlarıyla . Sonrada Poşeti alıp içindeki hediyenin ne olduğuna bakmadan cebinden çıkardığı çakmakla poşeti ateşe verdi . Ve “ Seni sevmişti Yeliz “dedi sessizce yağan yağmurla beraber .
MAYIS 2003


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder