
Paylaşımlarımdan oluşan bir oyuncakçı dükkanı ve tezgahın arkasındaki oyuncakçı adam . Oyuncak eğlencelidir :)
KELEBEK ETKİSİ

ÖZLEDİM

- Mahalle maçlarnı
- Sabaha kadar oturup arkadaşlarımla hayatı sorgulamayı
- Ağlamayı
- Kuzenimle takılmayı
- Pikachu'yu
- Günlük tutmayı
- Meyve ağaçlarına dalmayı
- Piskopata dönüşmemiş , insanı germeyen Kerem’i
- Üniversitedeki odamı
- İçten bir seni seviyorum demeyi
- Yayıla yayıla televizyon izlemeyi
- Lisede Reyhan’ı dövmeyi :)
- Sıraların üzerinde bozuk para maçı yapmayı
- Michael dansları yapmayı
- Komşunun kızlarıyla evcilik oynamayı
- Süper Baba dizisini
- Her sabah O’nun masasının yanından geçmeyi
- Kitap okumayı
- Öykü yazmayı
- Sevginin her şeye yetebilceğini düşünmeyi
- Çizgi film izlemeyi
- Spikerin haciiiiii demesini
- Annemden kek yapmasını istemeyi
- Her akşam O’nunla konuşmayı
- Dedemi
- Arkadaşlarımla piknik yapmayı
- Sarhoş olmayı :)
- Seksek oynamayı
- Kurabiye canavarını
- Komşu ziyaretlerini
- Mahalle kavgalarını
- Platonik aşkları
- Cumartesi geceleri show T.V izlemeyi :)
- Dokuz aylık oynamayı
- Tsubasayı
- Cola kutularını ezip maç yapmayı
- Kasetlerimi
- Hadi hadi meleğim şarkısını
- Hakan Şükür gollerini
- Her konuyu O’na çekmeyi
- Bit pazarında kitap satmayı
- Karambol oynamayı
- İnsanların beni , çok efendi , kibar iyi bir insan diye anlattığı zamanları
- Teyzemlerde kalmayı
- İlkokulda Param yok , Pulum yok şarkısını tüm sınıf beraberce söylemeyi
- Dansa davet oymanayı
- Lambadayı
- Sabah akşam deli gibi Championship Manager oynamayı
- Makarna yapmayı
- Blok flüt çalmayı
ANILAR VE iTiRAFLAR - 1

- Küçükken evden kaçıp dedemlerin boş dairesinde saklanma girişimim hain kuzenin beni gammazlamasıyla ortaya çıkmışlığı ayrıca hain kuzenin işgüzarlığı yüzünden tren biletçisinden yumruk yemişliğim , sandal kullanmayı bilmememize rağmen sandal kullanmaya çalışıp kayalıklara çarpma tehlikesi geçirme ve sonrada sandalcıdan dayak yemekten kaçarak kurtulma durumlarımız ayrıca ramazan akşamları evden teravihe diye çıkıp kızların peşinden dolaşmışlığımız vardır
- İlkokuldan mezun olduğum gün hüngür hüngür ağlamıştım . Ağlama sebebimse sevdiğim kızı o günden sonra bir daha göremeyeceğimi düşünmemdi . Benim ağladığımı gören hocamın yanıma gelip “üzülme okul bittikten sonrada beni görmeye gelirsin” demesi üzerine yanımda oturan arkadaşımda hocam o sizi göremeyeceği için ağlamıyoki diyerek hocayı morartmıştı.Gerçektende günden sonrada o kızı bi daha hiç görmedim . İlk aşk , ilk ayrılık ilk gözyaşları . Romantiklik doğuştan galiba :))
- Babamın çalıştığı şirkette çalışmaya başladığımda kendimi bir masalın içinde hissediyordum . Yıllarca babamın şirkettekiler hakkında anlattıklarını dinledim ve sonunda onların arasında bir dönem çalışma fırsatım oldu .Herkes masalları okurken ben bir masalı bizzat yaşadım . Hemde prensesiyle vede mutlu sonuyla beraber . Masalda , mutlu sonda prensesve birkaç güzel anıda orda kaldı . Hayatımın en mutlu dönemlerinde biriydi benim için
- Orta okuldayken cazgır bir edebiyat hocamız vardı . Her derse girişinde önce bir “Hayvan adamlar” diyerekten eneji hezeyanı içindeki sınıfı susturur ardındanda “konuşcak olan çıksın” derdi . Bir gün bir arkadaşımla hoca aynı şeyi dediğinde dersten çıkmak üzere anlaştık . Hoca derse girdi , bağırdı çağırdı sonra “Konuşacak olan dersten çıksın” dedi . Bende kalktım yerimden kapıya yöneldim . Hoca “oğlum nereye” dedi . Bende “hocam konuşcam , dersten çıkıyorum” dedim . Hoca dumur oldu . Sonra anlaştığımız arkadaş korkup çıkamadığında ben dumur olmuştum.
- Yine aynı hocanın dersindeyiz . Bir arkadaşa ders kitabındaki bir bölümü okumasını istedi . Arkadaş okumaya başladı ama kekeliyerek okuyordu . Hoca dayanamadı en sonunda “Oğlum kekememisin düzgün okusana şunu “ dedi . Ama arkadaş gerçekten de kekemeydi . Bunu söylediğimizde hoca şekilden şekile girmiş , çektiği vicdan azabı yüzündende anında sözlü notu olarak 5 vermişti çocuğa
- Küçükken annem evde olmadığında nedense kardeşimle puding yapma takıntımız vardı . Pudungi birimiz sütüde diğerimiz alır puding yapardık ve her defasında tencerenin dibi yanar ve annem gelmeden tencereyi temizlemek için zamanla yarışırdık . Annemden o tencereler yüzünden çok azar işitmişliğim vardır :))
- Ortaokula giderken hoca bir şiiri ezberleme ödevi vermişti. Bende ilk kıtayı ezberlemiş geri kalan 4-5 kıtayı es geçmiştim . Hoca bizi gruplar halinde tahtaya kaldırıp yine grup halinde şiiri okutmuştu . Ben bildiğim ilk kıtayı bağıra çağıra söleyip geri kalan kıtalardada sadece ağzımı şiiri okuyomuş gibi oynatmıştım . İlk kıtadaki üstün performansım yüzünden hoca diğer kıtalardaki çakallığıma dikkat etmemişti . Bu performansım sayesinde , şiiri ,cumhuriyet bayramında okulun önünde okuyacak grubun içine girmiştim
- Benim yanan sigarayı saklama becerimde aile içinde efsanedir . Bir keresinde yolda teyzelerimden birini gördüğümde sigarayı kolumdan kazağımın içine atmıştım . Sonra teyzem yanıma gelip “Demin senin elinde sigaramı vardı” sorusuna hayır dememe rağmen teyzem etrafa bakmış ama sigarayı bulamayınca ikna olmuştu . Bunlar çok kısa sürede oldu ama ben sigarayı kazağımın kolundan çıkarıp ve kazağı incelediğimde hiç bir yanık olmaması enteresandı . Benim bile çözemediğim bir konudur bu
- Tokatta üniversitedeyken Behzat deremiz vardı . Bazen onun kenarına gider içerdim .Bunun beni bir beladan kurtaracağını ise hiç tahmin etmezdim . Bir keresinde geç bir saatte merkezden eve dönüyordum . Walkman dinliyorum , kulaklarımda kulaklık var . Biraz ilerde serseri tipli birileri var . Ben müziğin sesini falan kıstım , laf falan atarlarsa duyayım diye , kafam bozuk sinirimi boşaltcak yer arıyorum zaten . Yanlarından geçerken içlerinden biri diğerine sessizce şunu söylüyordu
- Zelli'yle ilk buluşmamızın ilk dakikalarındaki konuşma çok komikti . Bu diyaloğu hayatım boyunca unutamam
-Naber nasılsın
-İyiyim sen nasılsın
-Bende iyiyim , kızlar nasıl
-Onlarda iyi senin arkadaşlar nasıl
-İyiler ailen nasıl
-İyiler sizinkiler nasıl
-İyiler , dersler nasıl gidiyor
-İdare eder , senin dersler nasıl
-Benimkide idare eder
Diye uzuyan bu konuşma ve ardından bu konuşmanın saçmalığına uzunca gülme :)
- İlkokulda müzik derslerinde tahtaya kalkıp kendi sevdiğimiz şarkıları söylerdik . Ama romantiklik ve delilik doğuştan olduğu için sadece tahtada mal gibi sallana sallana şarkı söylemek beni kesmemeye başlamıştı . İşin içine vucüd dilinide sokmuştum ben . Şarkıda sevgiliye ait olan kısımlarda ise sevdiğim kızı gösterirdim hep . Bir çeşit serenat yapardım yani . O zamanlar Özcan Denizin hadi hadi meleğim şarkısı meşhurdu . Bende onu söylerdim genelde . Hayır sevdiğine söylencek bir şarkıda değildiki bu
“Saçları uzun sanki sülün ( kızın saçları kısaydı :)) ) Süzülür durur sanki gelin ( burda süzülen saç hareketi yapardım ) Öyle bir masum hali var ki ( İşte onu işaret ettiğim kısım ) Melek sanki gelin görün ( ve yine onu işaret edip gelin hareketi yapardım )”
Bundan sonra sevdiğin için söylenebilecek en güzel sözler geliyor :))))))
“Hadi hadi meleğim gel de göreyim ( Hadi hadi hareketi ve gel hareketi ) O güzel yüzünü ben de seveyim ( yüzü ve kendini gösterme ) Herkes seni melek sanıyor ( İşte can alıcı yer :))) ) Hadi hadi meleğim uçta göreyim ( hadi hadi ve uçma hareketi ) “
Böylece sınıfta yeni bir akım başlatmıştım . Herkes şarkıları benim gibi söylemeye başlamıştı O zamanlar türk popunun yeni canlandığı zamanlardı Aklıma gelen o zamanki popüler şarkıcılarımız şunlardı . Burak Kut , Seden Gürel , Özcan Deniz , Yonca Evcimik , Bendeniz Oya Bora , Sertap Erener ,Ebru Gündeş , Asya , Hakan ve Zafer Peker. Çoğumuzun müzik defterlerinde bu şarkıcıların şarkı sözleri olurdu . Unutmadan benim kızsa Ebru Gündeş’ten Tatlı Bela’yı söylerdi :)
BE HEY ADAM

hangi acı kaldı yanıbaşında
Gitmez dediklerin gitmedimi ,
geçmez dediklerin geçmedimi
Sabahı olmayan geceyi söylesene bana
Ama doğru ya
Sen hep geceleri sevdin değilmi
Yalvardın sabah olsun diye
Ama sabahı gördüğünde özlediğin şey yine geceydi
Çünkü geceydi seni sen yapan
Yıldızlardı senin hoşuna giden ,
karanlığı aydınlatmaya çalışanlardı
Sabahınsa bir tek güneşi vardı
Ve o bir tek güneş de herkesindi
Sen hep kendine ait bir yıldız istedin
Bu yüzdendi kendini mecnun sanıp çöller araman
Sende biliyordun mecnun hiçbir zaman olmamıştı
Mecnun onu yazanın uydurduğu bir yalandı
Ferhat gibi , Kerem gibi bir yalandı oda
Senin gibilerin inanmak istedikleri bir yalandı işte
Bu yüzdendi kimsenin seni sevmek zorunda olmadığını düşünmen
Bu yüzdendi gidene kal diyememen
Çünkü gidiyorsa o senin yıldzın değildi
Yıldızlar gitmezdiki hiç
Her gece aynı yerde beklerlerdi , hiç azalmazdı ışıkları
Bulutluda olsa gece bilirdinki onlar ordaydı hep
Bulutların çekilmesini beklerlerdi seni görebilmek için
Peki sen niye hep sevmek zorunda hissettin kendini
Sen niye bekledin hep gece olmasnı
Yoksa sende bir başkası için yıldzmı olmak istiyordun
Bu yüzdenmiydi gidene kal diyememen
Senin aynı yerde parladğını bildiklerini bilmenmiydi sebep
Geceyi sevmen bu yüzdenmiydi
Gece olduğunda seni bulabileceklerini bilmenmiydi
O yüzden özendin ya kayan yıldızlara
Seni bulamayacakları yerlere kaymak istedin gecenin içinde
Yeni başlangıçlar istedin hep
Ama sen beklemeyi sevdin hep
Sen bekledin , bekledin , bekledin
Ve beklemeye devam ettin
Be adam ışığın söndü ne beklersin hala
Sen bir yldız bile olamadın ne beklersin dön sabaha
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)