- Küçükken evden kaçıp dedemlerin boş dairesinde saklanma girişimim hain kuzenin beni gammazlamasıyla ortaya çıkmışlığı ayrıca hain kuzenin işgüzarlığı yüzünden tren biletçisinden yumruk yemişliğim , sandal kullanmayı bilmememize rağmen sandal kullanmaya çalışıp kayalıklara çarpma tehlikesi geçirme ve sonrada sandalcıdan dayak yemekten kaçarak kurtulma durumlarımız ayrıca ramazan akşamları evden teravihe diye çıkıp kızların peşinden dolaşmışlığımız vardır
- İlkokuldan mezun olduğum gün hüngür hüngür ağlamıştım . Ağlama sebebimse sevdiğim kızı o günden sonra bir daha göremeyeceğimi düşünmemdi . Benim ağladığımı gören hocamın yanıma gelip “üzülme okul bittikten sonrada beni görmeye gelirsin” demesi üzerine yanımda oturan arkadaşımda hocam o sizi göremeyeceği için ağlamıyoki diyerek hocayı morartmıştı.Gerçektende günden sonrada o kızı bi daha hiç görmedim . İlk aşk , ilk ayrılık ilk gözyaşları . Romantiklik doğuştan galiba :))
- Babamın çalıştığı şirkette çalışmaya başladığımda kendimi bir masalın içinde hissediyordum . Yıllarca babamın şirkettekiler hakkında anlattıklarını dinledim ve sonunda onların arasında bir dönem çalışma fırsatım oldu .Herkes masalları okurken ben bir masalı bizzat yaşadım . Hemde prensesiyle vede mutlu sonuyla beraber . Masalda , mutlu sonda prensesve birkaç güzel anıda orda kaldı . Hayatımın en mutlu dönemlerinde biriydi benim için
- Orta okuldayken cazgır bir edebiyat hocamız vardı . Her derse girişinde önce bir “Hayvan adamlar” diyerekten eneji hezeyanı içindeki sınıfı susturur ardındanda “konuşcak olan çıksın” derdi . Bir gün bir arkadaşımla hoca aynı şeyi dediğinde dersten çıkmak üzere anlaştık . Hoca derse girdi , bağırdı çağırdı sonra “Konuşacak olan dersten çıksın” dedi . Bende kalktım yerimden kapıya yöneldim . Hoca “oğlum nereye” dedi . Bende “hocam konuşcam , dersten çıkıyorum” dedim . Hoca dumur oldu . Sonra anlaştığımız arkadaş korkup çıkamadığında ben dumur olmuştum.
- Yine aynı hocanın dersindeyiz . Bir arkadaşa ders kitabındaki bir bölümü okumasını istedi . Arkadaş okumaya başladı ama kekeliyerek okuyordu . Hoca dayanamadı en sonunda “Oğlum kekememisin düzgün okusana şunu “ dedi . Ama arkadaş gerçekten de kekemeydi . Bunu söylediğimizde hoca şekilden şekile girmiş , çektiği vicdan azabı yüzündende anında sözlü notu olarak 5 vermişti çocuğa
- Küçükken annem evde olmadığında nedense kardeşimle puding yapma takıntımız vardı . Pudungi birimiz sütüde diğerimiz alır puding yapardık ve her defasında tencerenin dibi yanar ve annem gelmeden tencereyi temizlemek için zamanla yarışırdık . Annemden o tencereler yüzünden çok azar işitmişliğim vardır :))
- Ortaokula giderken hoca bir şiiri ezberleme ödevi vermişti. Bende ilk kıtayı ezberlemiş geri kalan 4-5 kıtayı es geçmiştim . Hoca bizi gruplar halinde tahtaya kaldırıp yine grup halinde şiiri okutmuştu . Ben bildiğim ilk kıtayı bağıra çağıra söleyip geri kalan kıtalardada sadece ağzımı şiiri okuyomuş gibi oynatmıştım . İlk kıtadaki üstün performansım yüzünden hoca diğer kıtalardaki çakallığıma dikkat etmemişti . Bu performansım sayesinde , şiiri ,cumhuriyet bayramında okulun önünde okuyacak grubun içine girmiştim
- Benim yanan sigarayı saklama becerimde aile içinde efsanedir . Bir keresinde yolda teyzelerimden birini gördüğümde sigarayı kolumdan kazağımın içine atmıştım . Sonra teyzem yanıma gelip “Demin senin elinde sigaramı vardı” sorusuna hayır dememe rağmen teyzem etrafa bakmış ama sigarayı bulamayınca ikna olmuştu . Bunlar çok kısa sürede oldu ama ben sigarayı kazağımın kolundan çıkarıp ve kazağı incelediğimde hiç bir yanık olmaması enteresandı . Benim bile çözemediğim bir konudur bu
- Tokatta üniversitedeyken Behzat deremiz vardı . Bazen onun kenarına gider içerdim .Bunun beni bir beladan kurtaracağını ise hiç tahmin etmezdim . Bir keresinde geç bir saatte merkezden eve dönüyordum . Walkman dinliyorum , kulaklarımda kulaklık var . Biraz ilerde serseri tipli birileri var . Ben müziğin sesini falan kıstım , laf falan atarlarsa duyayım diye , kafam bozuk sinirimi boşaltcak yer arıyorum zaten . Yanlarından geçerken içlerinden biri diğerine sessizce şunu söylüyordu
- Zelli'yle ilk buluşmamızın ilk dakikalarındaki konuşma çok komikti . Bu diyaloğu hayatım boyunca unutamam
-Naber nasılsın
-İyiyim sen nasılsın
-Bende iyiyim , kızlar nasıl
-Onlarda iyi senin arkadaşlar nasıl
-İyiler ailen nasıl
-İyiler sizinkiler nasıl
-İyiler , dersler nasıl gidiyor
-İdare eder , senin dersler nasıl
-Benimkide idare eder
Diye uzuyan bu konuşma ve ardından bu konuşmanın saçmalığına uzunca gülme :)
- İlkokulda müzik derslerinde tahtaya kalkıp kendi sevdiğimiz şarkıları söylerdik . Ama romantiklik ve delilik doğuştan olduğu için sadece tahtada mal gibi sallana sallana şarkı söylemek beni kesmemeye başlamıştı . İşin içine vucüd dilinide sokmuştum ben . Şarkıda sevgiliye ait olan kısımlarda ise sevdiğim kızı gösterirdim hep . Bir çeşit serenat yapardım yani . O zamanlar Özcan Denizin hadi hadi meleğim şarkısı meşhurdu . Bende onu söylerdim genelde . Hayır sevdiğine söylencek bir şarkıda değildiki bu
“Saçları uzun sanki sülün ( kızın saçları kısaydı :)) ) Süzülür durur sanki gelin ( burda süzülen saç hareketi yapardım ) Öyle bir masum hali var ki ( İşte onu işaret ettiğim kısım ) Melek sanki gelin görün ( ve yine onu işaret edip gelin hareketi yapardım )”
Bundan sonra sevdiğin için söylenebilecek en güzel sözler geliyor :))))))
“Hadi hadi meleğim gel de göreyim ( Hadi hadi hareketi ve gel hareketi ) O güzel yüzünü ben de seveyim ( yüzü ve kendini gösterme ) Herkes seni melek sanıyor ( İşte can alıcı yer :))) ) Hadi hadi meleğim uçta göreyim ( hadi hadi ve uçma hareketi ) “
Böylece sınıfta yeni bir akım başlatmıştım . Herkes şarkıları benim gibi söylemeye başlamıştı O zamanlar türk popunun yeni canlandığı zamanlardı Aklıma gelen o zamanki popüler şarkıcılarımız şunlardı . Burak Kut , Seden Gürel , Özcan Deniz , Yonca Evcimik , Bendeniz Oya Bora , Sertap Erener ,Ebru Gündeş , Asya , Hakan ve Zafer Peker. Çoğumuzun müzik defterlerinde bu şarkıcıların şarkı sözleri olurdu . Unutmadan benim kızsa Ebru Gündeş’ten Tatlı Bela’yı söylerdi :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder