Yastayım bugün , yarın , ondan sonraki gün ve ta ki sen gelene kadar . Sen buradan gittiğinde beni de iki parçaya ayırıp birini beraberinde götürdün . Ve beraberinde götürdüğün parçamsa senin mutluluğunu düşünen yanımdı .Burada bıraktığın bencil olan yanım . Beni kendi mutluluğunu , kendi isteklerini kendi benliğini düşünene yanımla başbaşa bıraktın . Şimdi o yarımın kaprislerini , ağlanmalarını , ukalalıklarını çekmek , onun sorunlarıyla uğraşmak zorundayım . Bir zamanlar bir şey işitmiştim televizyonda . “Hani bir solucanı parçalara ayırdığında bütün parçalar canlı kalır ya , acaba en çok acı çeken parça hangisidir ?” diyordu televizyondaki karakter . Bende şu an o parçalara ayrılmış solucan gibiyim . Ve en çok acı çeken , hatta tüm acılarımın toplandığı parçam senden uzakta , burada kalan parçam .
İşte gittin .
Sen yoksun nbir süreliğine , o yüzden bende yokum . Ne yapacağını bilmeyen , ortalıkta aptal aptal dolaşan bir gölge var sadece . Sen yoksun bir süreliğine . Bir şarkılar var seni anlatan , birde şiirler ne anlattığını bilmeyen yada bildiğini anlatamayan . Gittin , gittin ve beni şiirlerimle , senin fotoğraflarınla ve içimdeki bu büyük aşkla başbaşa bıraktın . Bense bu ufacık caddede seni arayamadım , her zamanki gibi seni görebilme ihtimaliyle bakamadım etrafıma . Sadece , belki kalbimi avutur diye seninle tesadüfen karşılaştığımız zamanları hayal ettim . Biliyor musun ? Hayalin bile çok güzeldi .
İşte gittin .
Seni çok özledim . Kendini bu şehirdeyken de özlettiriyordun ama bu çok farklı . Senin bu şehirde olduğunu bilmem bile yetiyordu bazen . Seni kampüste görmek yada yolda görebilme ihtimaliyle etrafı kolaçan ederek yürümek , senin , bu gözlerim kadar küçük olan bu şehrin herhangi bir yerinde olduğunu bilmek , sana her akşam şiirler göndermek yada telefonda sesini duyabilmek yetiyordu bazen . Şimdi bunların hiçbirini yapamıyorum . Senin sesini telefonda bile duyamıyorum . Bunu yapmak elimde olduğu halde yapamıyorum .Ve işte böylece beni çaresizliğimlede başbaşa bırakmış oluyorsun .
İşte gittin .
Çabuk gel ne olur . Gelipte beni başbaşa bıraktığın bu şeylerin arasından çekip kurtar . Beni tekrar gözlerine mahkum et , ellerinle ısıt yüreğimi . Biliyorum gittiğin yerde mutlusun , biliyorum senin mutluluğuna engel olmaya hakkım yok . Ama dedim ya , burada bencil olan yanımı bıraktın . O yanımsa şimdi çok mutsuz . Ne olur çabuk gel .
MAYIS 2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder