Başımı ellerimin arasına almış bir sandalyede oturuyordum . Garip ama hiç bir şey hissedemiyordum . Öylece oturmuş sadece boş gözlerle yere bakıyordum . Sonra birden kapı çalındı . "Acaba ne unuttu da geri döndü" diye düşünerek kapıya yöneldim . Sinirle "Neyini unuttuysan al ve hemen çek git !" diyerek kapıyı açtım ama karşımda sırıtarak bana bakan başka birini buldum. Yalnızlık gelmişti .Daha selam sabah vermeden
"Gelirken yalan aşkla karşılaştım" dedi yüzündeki sırıtma ifadesiz bir hal alırken . "Konuşmaya çalıştım ama acelesi var gibiydi , kandıracağı insan çok galiba , onunda işi zor" dedi .
Bense öylece durmuş yalnızlığa bakıyordum çünkü söyleyecek bir şey bulamıyordum bu umursamazlığına . Beni itekleyerek kalbimden içeri girdi . Bu arada kendi kendinede söyleniyordu .
"Şu misafir ağırlamayıda öğretemediler bu adama . Koskaca yalnızlık gelmiş kalbine dayanmış , insan bir içeri buyur eder kapı ağzında konuşmak yerine"
İçeri girdiğinde ben hala kapıda duruyordum . "Ne olmuş buraya" yalnızlığın bağırtısı yayıldı her yere .Bu sefer ben kendi kendime söylenerek yalnızlığın yanına gittim .
"Adam ayaklı gürültü , iki dakika susmayı beceremiyor ki"
Yanına gittiğimde gözlerini bana dikip ."Bu kalbinin hali ne ? Tamam bu sefer fazla dağıtmamış hazretleri ama her taraf kir , pas içinde , her yer lekelenmiş"
Bakışlarımı kaçırarak "Bu sefer böyle oldu" dedim . "Dağıtamadı ama kirletip de gitti, zaten seni de bu yüzden çağırdım"
Gülerek "Ben ne yapacağım ki , birazda ben mi kirleteyim ? " diye kendince espiri yaptı.
"Ha ha haaaa" diye gülme taklidi yaptım yapmacık bir şekilde .
"Sen dağınıklığı toparlayacaksın , bende Umutla beraber kirleri temizleyeceğim .
Etrafa bakınarak "Umut nerde ? dedi yalnızlık . O seninle beraber kalmıyor muydu ?.
"O içerde , gülümseyişimden sabun hazırlıyor "
Yalnızlık kafasını iyice yüzüme doğru yaklaştırıp "Demek ki suratsızlığın bu yüzden , bende yalan aşk götürdü sanmıştım gülümsemeni" dedi .
Bende "Kafanı biraz daha suratıma yaklaştırırsan ciddi ciddi beni öpmeye çalıştığını düşünüp suratının ortasına yumruğu yapıştıracağım " diyerek başını ellerimle itip bende geriye doğru bir adım attım .
"Bir kere ben Hayale aşığım" dedi . "Ondan başkasını öpmem"
Bu sefer ben sırıtıyordum. "Sen önce ondan hoşlandığını söylede sonra belki öpersin"
"Her şeyin bir sırası var"
"Bence yalnızlığın cesareti yok" dedim iyice sırıtırken ve devam ettim "Güldürme beni arkadaşım ya , Umut bunlardan sabun hazırlıyor hala, yarım kalacak işi"
Birden bir cam kırılması sesi duydum , yalnzlığı orda bırakıp hemen yatak odasına koştum . İçerde çiçeklerden yapılmış bir top ve kırık bir pencere gördüm . Topu elime alıp cam kırıklarına basmamaya çalışarak pencereye koşturdum . Pencereden vücudumun üst tarafını çıkarıp sinirle bağırmaya başladım .
"Kesimmi ulen topunuzu , kesimmi ?" Aşağı baktığımda bir tek Polyanna vardı
"Abi valla ben atmadım , hepsi kaçtılar " diyerek ağlıyordu .
Benimse hala sinirim geçmediğinden sinirimi çıkarak bir şeyler arıyordum .
" Sen o artist babana söyle , koltuk değneklerimi geri versin" diye bağırdım .
"Abi o değnekler senin miydi ? "
"Benimdi tabi , nolcak"
"Sen sakat mısın abi ? "
"Bacaklarımda sorun yok , kafadan sakatım ama o değnekleri kırılan hayallerim kullanıyordu "
"O zaman o koltuk değneklerini kullanmak zorunda olmadığın için haline şükret abi " dedi
Ya sabır çekerek , topu aşağı atarken " Felsefeni de al git " diye bağırdım ."Babana da söyle o değnekleri kafasında kırmadığım için şükretsin ! "
İçeri girerken kesin camı içimdeki çocuk kırmıştır diye düşünüyordum . "Ulen bacaksız , sen hele bi gel bakim eve ben sana göstermez miyim . Her ne kadar böyle desem de çok da üzerine gitmeyeceğimi biliyordum .Daha doğrusu yine şebeklikler yapıp yelkenlerimi suya indirtecekti . Tekrar yalnızlığın yanına geldiğimde umut da ordaydı .
"Hadi bakalım beyler , temizliğe başlayalım , gerçek aşk geldiğinde burası tertemiz olmalı"
Umut biraz tedirgin bir şekilde "ama sen hiç ağlamadın ki , suyu nerden bulacağız ? "
"Tükürüğümüzü kullanalım o zaman" dedi yalnızlık gülerek .
Ben yine sinirle
"Sen nasıl bir masal kahramanısın ya" dedim ."Şimdi başka bir şey söylerdim kullanabileceğimiz ama ayıp olacak , senin gibi iğrençleşmek istemiyorum "
"Bu masalın kahramanı ben değilim sensin , o yüzden sen söylediklerine dikkat et ama ben istediğimi söylerim . yalnızsan istediğin her şeyi söyleyebilirsin “ .
Umut araya girdi ."Sabunları yaptım , o yüzden artık gülebilirsin , hem sinirinde geçer" dedi
Sonra yüzüme bir gülümseme koydum ve gerçektende sinirlerim yavaş yavaş yatışmaya başladı . Ardından birbirimizi güldürmeye başlayıp gülmekten akan gözyaşlarımızdan suyumuzu çıkardık ve başladık kalbimi temizlemeye .Bense kalbimi temizlerken bir yandan da gerçek aşk için şiir yazıyordum
GERÇEK AŞKA
Başladım hummalı bir çalışmaya
İçimde senin için yeni bir dünya hazırlıyorum
Kaldırıyorum eski depremlerin tüm yıkıntılarını
Dönüyorum çölleşen yüreğime
Saçıyorum etrafa aşk tohumlarını
Yeniden dikiyorum toprağıma yanan umutlarımı
Sönen güneşimi de gömdüm
Her gün içime sen doğ diye
Senin yüreğini koyacağım için geldiğinde
Kapattığım tüm yollarımı yeniden açıyorum
Senin için neler hazırlıyorum neler
Bir masal yazıyorum içimdeki dünyada
Bin bir gece değil binlerce gece sürecek
Bir taht hazırlıyorum prensesim için
Ejderhaya falanda gerek yok
Seni ben korurum , elimde kılıcımla
Yedi cüceler bile bırakacak pamuk prensesi senin uğruna
Uyuyan güzel uyanacak kendiliğinden
Susturacağım bütün gürültüleri
Şarkılar çaldıracağım seni anlatan
Seni bilmem ama
Ben senin için
Mutlu bir son hazırlayacağım