PEAH !!!



                     Bak blog , yazıyorum buraya eğer bir daha birilerini mutlu etmek için uğraşır, onlara ne kadar değerli olduklarını göstermeye çalışırsam  , muhabbet olsun , neşelenelim diye şebeklik yaparsam , kendimi salak yerine koydurtursam iki olsun . Sana ne milletim mutluluğundan manyak herif . Sanan ne ya  . Sanamı kaldı bunlar , ne biçim bir adamsın sen ya .  Bırak ne halleri varsa görsünler . Sen önce birinci derece sevdiklerin için uğraşsana . Yok arkadaş yok .  Ben yine eski halime dönüyorum . Sessiz , sakin , varlığımla yokluğumun belli olmadığı zamanlardaki halime dönüyorum .
Habire kendime küfür edip duruyorum . Aptalsın olum sen aptaaaaaallll

SONSUZLUK


alone man , yalniz adam , alone , man














SONSUZLUK

Sana sonsuzluktan sesleniyorum
Sana sonsuzluğu vadedemem ama
Seni sonsuz sayabilirim
İnat değilmi bütün sonlara
Bitmeyelim
Bırak bitenler bitsin
Son dediğin herşey bir devam
Son dediğin her şeyin bi parçasını taşıyoruz
O zaman sonlanan ne ?
Madde toz olmuş neye yarar
Fikir devam ettikçe
Durduğum yere baksana
Polyanın mezarı ardımda
Tutunduğu mutlulukları bana emanet etmiş
Tutsana sende bi ucundan
Açsana pencereni
Aralasana kapını
Belki bi yerlerden biraz neşe girer
Zaten yeterince karayken hayat
Karamsarlık nedir ki
Neye yarar gerçekleri boyamaktan başka
Madem boyayacaksın
Neden kara ?


2003

BİR DELİ AŞK

istabul , turkey , love














 BİR DELİ AŞK

Bir kasım sabahı başladı seninle aşkımız
Beni senin karşına çıkarmışlardı çırılçıplak
Ben ağlıyordum
Sense gülümsüyordun bana
Ve işte bu yüzden
Yıldızlardan daha çok sevdim
Senin gecemi aydınlatan ışıklarını
Ben seni sevmeye hiç doyamadım
Bana aşkı yaşatan güzelliğini sevdim
Çirkinliğini sevdim , kötülüğünü sevdim
Zarifliğini sevdim , kabalığını sevdim
Kalabalığını sevdim  , yalnızlığını da
Ama sen
Beni hep başkalarıyla gördün
Kadıköy'de el ele dolaştıklarımla yakaladın beni
Üsküdar’da kırdığım cevizlerle bastın
Ama sakın senin sevdalarını bilmediğimi sanma
O sevgililerinin sana yazdığı  şiirleri
Ben nasılda kıskançlıkla okumuştum
Ama üzülmüyorum ki ben
Bir gün beyaz takımlarımı giyip
Sana doğru yürümeye başlayacağım
Her tarafta yankılanan
Bir ses duyacaksın o geliyor diye
Sonra beni iyi bilecek herkes
Ve
Senin koynuna bırakacaklar İstanbul’um

MERAKLI













Kafamda binbir tane soru
Gökyüzü neden mavi banane
Banane ışık hızından , kaldırma kuvvetinden
Yerin dibine batsın magmanın sıcaklığı
Ama merak etmiyor da değilim
Hangi yıldız renklendirebilir senin gibi gecemi
Hangi güneş günümü aydınlatabilir
Hangi çiçek senin kokunu unutturur
Varmı senin kadar tatlı bir şeker
Senin sesinden daha güzel bir müzik nerde
Hangi rüya sen gerçeğini unutturabilir
   Yazılabilir mi seni anlatabilecek bir şiir
   Bulunabilir mi senin gözlerindeki ışıltı
   Nefes almak seni düşünmek kadar zevkli olabilirmi
   Özür dilerim çok soru sordum ama
   Var mı senin gibisi ?



OYUNCAKÇI


pinokyo , Pinocchio , oyuncakci , toy

Bir oyuncakçıyım ben .
Hayatı istediler benden . Parçalar verdim onlara , yerleri belli olmayan , düzensiz , karmakarışık . Tek başına çok az şey ifade eden bu parçalar birleştikçe anlam kazanacaktı . Hayat birleştirdikleri parçalar kadar anlamlı olacaktı .Yap boz oldu istedikleri . Yapbozu tamamlayabilen kaç kişi oldu bilmiyorum ama bildiğim , herkes bileştirebildiği kadarını birleştirdi . Birleştiremedikleri parçaları bir köşeye saklayıverdiler
Dostluk istediler benden . Biraz hoşgörü aldım , biraz fedakarlık., birazda dayanışma . İçine birkaç tanede tahtadan  kazık atıverdim . Birleştirdim hepsini Edi ile Büdü çıktı ortaya . Yapımı en zor oyuncak oldu çünkü yapması çok uzun zaman alıyordu.
Umudu istediler benden . Hayallerine , umutlarına ulaşabilmek için emek harcanması gerektiğinden , boyalı kartonlar  , tahtadan bloklar verdim onlara . Hayal güçlerini kullanıp kendilerine maketler , modeller yapabilsinler umutlarının nasıl gerçekleşeceğini anlayabilsinler diye .
Mutluluk istediler  benden . Süslü püslü , karmaşık veya mekanik bir oyuncak vermek istemedim . Mutluluğu ne ederde , ne görünüşte aramasınlar  diye bende topaç yaptım onlara . Büyük , pahalı oyuncaklar yerine bu küçücük  , ucuz , tahtadan şey başlarını döndürsün istedim .
Aşk istediler  benden . Hayatı aldım , dostluğu , umudu , mutluluğu aldım , elimde ne kadar yalan varsa içine kattım . Sonra hepsini birleştirdiğimde bir kukla ortaya çıktı .Kuklasına en iyi hakim olanlar sevecekti bu oyuncağı  . Kimi kuklasını iyi oynattı , kimi bir süs eşyası olarak kullandı , kimi kukla hiç yalan söylemedi güzel kaldı , kimide yalan söyledikçe burnu uzayıp çirkinleşti . Çirkinleşenlerde çöpe atıldı .
Bir oyuncakçıyım ben . Oyuncak olmamak için oyuncak yapan