UYKUSUZA ŞİİRLER

uyku , uykusuz , uykusuzluk , sleep












UYKUSUZ-1


Sen nerden bileceksin ki
Her gece yanımda uyuduğunu
Uykusuzluğumun
Yastığı yorganı bırakıp da sabaha kadar
Uykumda senin uyumanı izlediğimden olduğunu

Sen bilir misin ki
Sana sarılıp da  senli rüyalara daldığımı
Ben geceleri uykunun kapısını çalarken
Kapıyı açanın sen olduğunu
Zaman dönerken gündüze doğru
Benim günün en güzel anlarını yaşadığımı
Hayatta bilemezsin sen
Uykunun en güzel yanının
Sabahları uyanmak olduğunu
Her sabah beni uyandıranın aslında

Senin tatlı öpücüklerinin olduğunu

uyku , uykusuz , uykusuzluk , sleep








UYKUSUZ-2

Yinemi uykusuz kaldım
Oysa gözlerimden yağmur gibi uyku
Yüreğimden sen akarsın da
Yerimi mi yadırgarım acaba
Yoksa sensiz olduğunu anlayan
Bu yüreğinde beni taşıyan şehri mi
Yatağımı senin hayalinle donatsam
Uyutur musun beni dizlerinde
Konuşur musun ben uyuyana kadar

Sakın susma ben ninni sayarım sesini
Ama ben şimdi kendi yatağımda
Sana uykusuz kaldım
Oysa ki ben
Senin aşkını üzerime örtüp
Senin gözlerinde uyumak isterim
Senin en güzel rüyan olmak
Ve senin tek gerçeğin olarak
Yanında uyanmak isterim



2007





BEN YALNIZLIK VE UMUT ( BÜYÜKLERE MASAL)

worl , fantasy worls , fantastik dunya




              Başımı ellerimin arasına almış bir sandalyede oturuyordum . Garip ama hiç bir şey hissedemiyordum . Öylece oturmuş sadece boş gözlerle yere bakıyordum . Sonra birden kapı çalındı . "Acaba ne unuttu da geri döndü" diye düşünerek kapıya yöneldim . Sinirle "Neyini unuttuysan al ve hemen çek git !" diyerek kapıyı açtım ama karşımda sırıtarak bana bakan başka birini buldum. Yalnızlık gelmişti .Daha selam sabah vermeden
"Gelirken yalan aşkla karşılaştım" dedi yüzündeki sırıtma ifadesiz bir hal alırken . "Konuşmaya çalıştım ama acelesi var gibiydi , kandıracağı insan çok galiba , onunda işi zor" dedi .
Bense öylece durmuş yalnızlığa bakıyordum çünkü söyleyecek bir şey bulamıyordum bu umursamazlığına . Beni itekleyerek kalbimden içeri girdi . Bu arada kendi kendinede söyleniyordu .
"Şu misafir ağırlamayıda öğretemediler bu adama . Koskaca yalnızlık gelmiş kalbine dayanmış , insan bir içeri buyur eder kapı ağzında konuşmak yerine"
İçeri girdiğinde ben hala kapıda duruyordum . "Ne olmuş buraya" yalnızlığın bağırtısı yayıldı her yere .Bu sefer ben kendi kendime söylenerek yalnızlığın yanına gittim .
"Adam ayaklı gürültü , iki dakika susmayı beceremiyor ki"
Yanına gittiğimde gözlerini bana dikip ."Bu kalbinin hali ne ? Tamam bu sefer fazla dağıtmamış hazretleri ama her taraf kir , pas içinde , her yer lekelenmiş"
Bakışlarımı kaçırarak "Bu sefer böyle oldu" dedim . "Dağıtamadı ama kirletip de gitti, zaten seni de bu yüzden çağırdım"
Gülerek "Ben ne yapacağım ki , birazda ben mi kirleteyim ? " diye kendince espiri yaptı.
 "Ha ha haaaa" diye gülme taklidi yaptım yapmacık bir şekilde .
"Sen dağınıklığı toparlayacaksın , bende Umutla beraber kirleri temizleyeceğim .
 Etrafa bakınarak "Umut nerde ? dedi yalnızlık . O seninle beraber kalmıyor muydu ?.
"O içerde , gülümseyişimden sabun hazırlıyor "
 Yalnızlık kafasını iyice yüzüme doğru yaklaştırıp "Demek ki suratsızlığın bu yüzden , bende yalan aşk götürdü sanmıştım gülümsemeni" dedi .
Bende "Kafanı biraz daha suratıma yaklaştırırsan ciddi ciddi beni öpmeye çalıştığını düşünüp suratının ortasına yumruğu yapıştıracağım " diyerek başını ellerimle itip bende geriye doğru bir adım attım .
 "Bir kere ben Hayale aşığım" dedi . "Ondan başkasını öpmem"
Bu sefer ben sırıtıyordum. "Sen önce ondan hoşlandığını söylede sonra belki öpersin"
"Her şeyin bir sırası var"
"Bence yalnızlığın cesareti yok" dedim iyice sırıtırken ve  devam ettim "Güldürme beni arkadaşım ya , Umut bunlardan sabun hazırlıyor hala, yarım kalacak işi"
Birden bir cam kırılması sesi duydum , yalnzlığı orda bırakıp hemen yatak odasına koştum . İçerde çiçeklerden yapılmış bir top ve kırık bir pencere gördüm . Topu elime alıp cam kırıklarına basmamaya çalışarak pencereye koşturdum . Pencereden vücudumun üst tarafını çıkarıp sinirle bağırmaya başladım .
"Kesimmi ulen topunuzu , kesimmi ?" Aşağı baktığımda bir tek Polyanna vardı
"Abi valla ben atmadım , hepsi kaçtılar " diyerek ağlıyordu .
 Benimse hala sinirim geçmediğinden sinirimi çıkarak bir şeyler arıyordum .
" Sen o artist babana söyle , koltuk değneklerimi geri versin" diye bağırdım .
"Abi o değnekler senin miydi ? "
"Benimdi tabi , nolcak"
"Sen sakat mısın abi ? "
"Bacaklarımda sorun yok , kafadan sakatım ama o değnekleri kırılan hayallerim kullanıyordu "
"O zaman o koltuk değneklerini kullanmak zorunda olmadığın için haline şükret abi " dedi
Ya sabır çekerek , topu aşağı atarken " Felsefeni de al git " diye bağırdım ."Babana da söyle o değnekleri kafasında kırmadığım için şükretsin ! "
İçeri girerken kesin camı içimdeki çocuk kırmıştır diye düşünüyordum . "Ulen bacaksız , sen hele bi gel bakim eve ben sana göstermez miyim . Her ne kadar böyle desem de çok da üzerine gitmeyeceğimi biliyordum .Daha doğrusu yine şebeklikler yapıp yelkenlerimi suya indirtecekti . Tekrar yalnızlığın yanına geldiğimde umut da ordaydı .
"Hadi bakalım beyler , temizliğe başlayalım , gerçek aşk geldiğinde burası tertemiz olmalı"
Umut biraz tedirgin bir şekilde  "ama sen hiç ağlamadın ki , suyu nerden bulacağız ? "
"Tükürüğümüzü kullanalım o zaman" dedi yalnızlık gülerek .
Ben yine sinirle
"Sen nasıl bir masal kahramanısın ya" dedim ."Şimdi başka bir şey söylerdim kullanabileceğimiz ama ayıp olacak , senin gibi iğrençleşmek istemiyorum "
"Bu masalın kahramanı ben değilim sensin , o yüzden sen söylediklerine dikkat et ama ben istediğimi söylerim . yalnızsan istediğin her şeyi söyleyebilirsin “ .
Umut araya girdi ."Sabunları yaptım , o yüzden artık gülebilirsin , hem sinirinde geçer" dedi
Sonra yüzüme bir gülümseme koydum ve gerçektende sinirlerim yavaş yavaş yatışmaya başladı . Ardından birbirimizi güldürmeye başlayıp gülmekten akan gözyaşlarımızdan suyumuzu çıkardık ve başladık kalbimi temizlemeye .Bense kalbimi temizlerken bir yandan da gerçek aşk için şiir yazıyordum


GERÇEK AŞKA

Başladım hummalı bir çalışmaya
İçimde senin için yeni bir dünya hazırlıyorum
Kaldırıyorum eski depremlerin tüm yıkıntılarını
Dönüyorum çölleşen yüreğime
Saçıyorum etrafa aşk tohumlarını
Yeniden dikiyorum toprağıma yanan umutlarımı
Sönen güneşimi de gömdüm
Her gün içime sen doğ diye
Senin yüreğini koyacağım için geldiğinde
Kapattığım tüm yollarımı yeniden açıyorum
Senin için neler hazırlıyorum neler
Bir masal yazıyorum içimdeki dünyada
Bin bir gece değil binlerce gece sürecek
Bir taht hazırlıyorum prensesim için
Ejderhaya falanda gerek yok
Seni ben korurum , elimde kılıcımla
Yedi cüceler bile bırakacak pamuk prensesi senin uğruna
Uyuyan güzel uyanacak kendiliğinden
Susturacağım bütün gürültüleri
Şarkılar çaldıracağım seni anlatan
Seni bilmem ama
Ben senin için
Mutlu bir son hazırlayacağım



Bazı Erkekler Niye Kız Çocuk İster :)

cute  , child , cocuk , sevimli

           Benim tanıdığım bir çok erkek kız çocuğu istiyor ama bence bunun sebebi aşağıdaki videoda çok açık :) 
Not: Türkçesi yokmu diyenlder için , videoyu büyültünce altyazısını göreceksiniz :))))



         Bu da kız babası olmanın getirdiği zorluklardan birini anlatan bir video . Zaten bir çoğunuz bunu izlemiştir diye düşünüyorum :)




İKİ ERKEK ve BİR KORKU FİLMİ


İKİ ERKEK ve BİR KORKU FİLMİ 

Yukarıdaki dehşet dolu kare bir korku filmi sırasında çekildi ? Peki bu kadar korkmuş muyduk ?

             Arkadaşım Cibuyza bir korku filminden bahsetti . Bir film incelemesi gibi gözükmemesi için ismini sonradan belirteceğim bu filmin . Öyle bir anlattı ki çok korkunçmuş , arkadaşı izleyecekmiş de yanındakiler akşam gidecek diye yarım saatten sonrasını izleyememiş , yok arkadaşı filmi izledikten sonra tir tir titriyormuş da rahatlamak için msne girmiş. Dedim nasıl bir filmdir bu ya , hadi izleyelim o zaman . İzlemeden öncede Cibuyza üç harflilerle ilgili arkadaşının başından geçen bir olayı anlatınca biz iyice havaya girdik . Evet korkucaz ulen , bu film kesin bizi korkutacak,bütün belirtiler bunu gösteriyor . Işıkları kapattık filmi izliyoruz , baktım Cibuyza elleriyle yüzünü kapatıyor . 

BLOG ÖDÜLLERİMİ DAĞITIYORUM EFENDİM :)

flower , sun flower, sunshine
Resim yazısı ekle


Taze Kahve’nin bana verdiği ödül üzerine bende ödüllerimi dağıtmaya karar verdim :) Daha önce böyle bir uygulama varmıydı bilmiyorum ama aklıma benim aşk Oscarları geldi bloglarda bu ödülleri gördükçe :) Şimdi sıra benim ödüllerimde.Ödüllerin altında görülen yazılar , yazarların kendi yazılardan alınan alıntılardır efenim . Ödül törenimizin sonundaysa sürpriz sanatçımız şarkısıyla bize eşlik edecektir . Alkışlarınızı eksik etmeyiniz der ve Sürçü lisan ettiysek affınızı isteriz :)

İçtenliği , samimiliği ile aklıma ödül için gelen ilk isimlerden . Hayata bakışıyla , pozitifliğiyle takdir edilmesi gerekn biridir Kendisine samimiyet ödülüne layık görüyoruz :)

Şarkıyı Yaşayalım Seninle ( La Vie En Rose )

 La Vie En Rose , dans , tango , latin dans










Kafamı kaldırıpda gözlerinle buluştuğumda
Biliyordum bu dansın lütfünu benden isteyeceğini
Bende tuttum ellerinden
Koptuk içinde olduğumuz gerçeklerden
Yürüdük seninle durmadan
Ve çalan şarkının içine girdik beraber
Ama ne olur konuşma , sus
Bana büyük laflar etme
İnanmadığımdan değil
Sadece
Büyü bozulduğunda hiç birini hatırlamayacağından
O yüzden susalım
Şarkıyı yaşayalım seninle
La vie en rose

Kısacık saçlarında
Upuzun mesafeler kat ediyorum şimdi
Gözlerinin manzarasına oturmuş
Şiirler yazıyorum gün batımına karşı
Sense elini kalbime uzatmış
Benden kalbimi istiyorsun
Ama üzgünüm
O kalp ne sana , nede bana ait
Sabırla bekliyorum kim olduğunu bilmediğim sahibini
Ve geldiğinde sahibi
Bana ait olan kalbide getirecek beraberinde
O yüzden susalım
Şarkıyı yaşayalım seninle
La vie en rose

Bütün meleklerimi kovdum
Bende kanatlarımı bıraktım bir köşeye bu gece
Ateşler içinde yanan bir şeytanım senin gibi
Sadece bir şarkılık indiğimden yeryüzüne
Günaha sahip çıkamam
Bakışlarımız yaşar her şeyi
Sonsuz oluruz bu şarkıda 
Aynı oluruz , ayna oluruz
Tek bir insan oluruz
Şahid oluruz bu gecenin büyüsüne
O yüzden susalım
Şarkıyı yaşayalım seninle
La vie en rose

İçimde yüzüyorsun tüm asaletinle
Bense seni izliyorum
Almışım avuçlarıma yıldızları
Senin onuruna saçıyorum herbirini senin içine
Ama anlamadığım şey
İçmeme rağmen bu gece
Bu sarhoşluk senin gülüşünlemi oldu
İnan bana destek olmasan
Yığılırım yudum yudum içtiğim
Bu beni sarhoş eden gülüşünle
Ama zamanımız azaldı
Bitecek birazdan şarkının büyüsü
O yüzden susalım
Şarkıyı yaşayalım seninle
La vie en rose 

ESERCE







HER AŞKI SEN SANARAK YAŞADIM

road , tree , agacli yol
-->
HER AŞKI SEN SANARAK YAŞADIM

Aslında çok iyi tanıdığım birine ama hiç karşılaşmadığım , yüzünü , gözlerini , sesini bile duymadığım birine bir mektup yazıyorum şu an , sana yazıyorum bu satırları . Bir gün hayatıma gireceğine inandığım o insana yazıyorum bunu . Bir gün beni bulacağına inandığım insana , bulacağını diyorum çünkü ben aramaktan yoruldum artık . Yoruldum seni her bulduğumu sandığımda kendimle baş başa kalmaktan . Avuçlarımda kalbimi uzatıp onu parçalanmış bir şekilde geri almaktan ve her seferinde kalbimi tamir etmeye çalışmaktan , her seferinde kalbimi tekrar yamamaktan . Yoruldum bana her bakışında gülümseyen ve umut veren bakışların aslında bana bakmadığını , o gözlerin sana ait olmadığını anlamaktan . Yoruldum seni gökkuşağının renklerinde , güneşin ışığında , gecenin karanlığında , seslerin içinde , sessizliğin içinde , kalabalıkta , ıssızda , en yalan gerçeklerde , en gerçek yalanlarda , bir türlü hatırlayamadığım rüyalarda yada dopdolu bir hiçlikte aramaktan .Sen beni arıyor musun bilmiyorum ama arasan iyi edersin . Bu kalp yoruldu artık ve gücünü tekrar ne zaman toplar bilmiyorum . Daha pes etmedim ama artık dilenmeye ihtiyacım var . O yüzden ben dinlenirken sen beni aramaya devam etmelisin
              Nerdesin , şu an ne yapıyorsun , ismin ne , gözlerin ne renk , yoksa saçlarını kısamı kestiriyorsun , kime benziyorsun , kimleri örnek alıyorsun , seninle ne zaman karşılaşacağım , senin içinde şiirler yazacak mıyım ? Sorular , sorular , sorular . Keşke bilebilseydim bu soruların cevaplarını , Ama bilemiyorum işte. Tüm insanlar gibi gelecek hakkında , tahminlerin dışında hiçbir fikrim yok . Tıpkı geçmişte olduğu gibi , tıpkı onların sen olmadığını anlayamadığım gibi . Elçin , Gökçe , Duygu , Filiz yada Zerrin , isimlerin önemi yok . Onların her birini severken aslında onları sen sanarak sevmiştim . Onların her birini severken , her biri hayatımın bir döneminde en büyük aşkım oldu . Ama ben onların en büyük aşkı olamamıştım . Ben senin en büyük aşkın olacağıma göre , onların sen olmayacağını anlayamayacak kadar aptalmışım . Ama sana o kadar çok benziyorlardı ki Hepsi birbirinden siyah ve beyaz kadar farklıydılar buna rağmen sana o kadar çok benziyorlardı ki .Her aşkımı sen sanarak yaşadım . Ben sana aşık olduğumu sanırken belki sende başkalarına ben diye aşık oldun . Ve her sen sandığımız insandan ayrıldığımızda yada sen o değilmişsin diye terk edildiğimizde birbirimize bir adım daha yaklaşmış olduk .
                 Gidenlerin ardından hep gözyaşı döktük ve bu döktüğümüz gözyaşlarının hiç biri onlar için değildi .Biz birbirimize ağlıyorduk aslında . Yine yanılmıştık çünkü . Yine başka birini sen sanmıştık . Yanılgılarımıza ağlıyorduk biz . Ağır ağır çöken o sert rüzgarlara , aptallığımıza , şaşkınlığımıza , sönen yıldızlarımıza ağlıyorduk . Ağlıyorduk ki o sen sandığımız insanlara ait hiçbir şey kalmasın gözlerimizde . Çünkü temizlenmeliydi gözlerimiz . Çünkü birbirimizle karşılaştığımızda birbirimize tertemiz bakmalıydık . Başkalarına ait kalıntılar kalmamalıydı , dupduru olmalıydılar , o gözlerde sadece birbirimizi görmeliydik . Birbirimizin aynası olmalıydı o gözler . Kimi zaman nefret ettik o gözyaşı döktüğümüz aşklarımızdan . Bizim değillerdi çünkü . Başkalarına aittiler, başkaları almalıydı o aşkı . Biz birbirimizi bulmalı , biz kendimizi bulmalıydık .
               Biz aynıyız seninle ., farklarımıza rağmen . Farklı alışkanlıklar , farklı fikirler , farklı hayatlarımıza rağmen aynıyız . Farklarımız bizim eksiklerimiz , farklarımız bir yapbozun eksik parçaları . Onlar bizi tamamlayacak , birleştiğinde bizi oluşturacak parçalar . O parçalar birleştiğinde en çok merak ettiğimiz gizemin cevabı ortaya çıkacak ve biz herkesin merak ettiği bir gizem olacağız .
               Milyarlarca insan arasından bulabilecek miyiz birbirimizi ? Bulabilecek miyiz eksik yanlarımızı , kendimizi tamamlayabilecek miyiz , yoksa hep eksik mi kalacağız ? Beklide pes edip sen sandığımız bir aşkta takılıp kalacağız . Ve o zaman iki farklı yerde iki farklı insan olarak hep yarım yaşayacağız . Şiirlerde , hikayelerde , şarkılarda , masallarda bulacağız birbirimizi . Seninle hep aynı olacağız ama sen olmayanlar hep farklı kalacak .

SEN OLMAK

-->
love , ask , sevda , sevgi













SEN OLMAK


Ben yağmur ağlardım eskiden
Sonra ağlamayı bıraktım
Yağmur beni ağlamaya başladı
Kimse bilmedi benim yağdığımı
Caddeleri ıslattım hüznümle
Arabalar geçti üzerimden
Toprağa karışıp hayat
Bardağa karışıp yudum oldum
Suya düştüm deniz
Buharlaşıp bulut oldum
Her düşüşümde tek bir dileğim oldu
Bir kerede yüreğine düşüp
Sen olmak

ÇOK UMUTLUYUZ ÇOOOOKKK , NİYEMİ :)))))

toyzzshop


          Çalıştığım şirket sayesinde yılbaşını bir gün evvelden kutladık . Zaten hepimizde 1 ay önceden hummalı bir bekleyiş vardı . Her departmanda bir çam ağacı süsler falan derken iyice yılbaşı havasındaydık . Bizim departman parti odasına giderken benim birkaç işim vardı onları halledip öyle geçecektim . Sonra FATFAT elindeki bonus peruğuyla yanıma geldi "Olum boynuzlu bir şey bulamadım al bununla idare et" Ben gülümsedim tabi haliyle . Aslına bonus peruğunu çok severim ben . Taktım peruğumu geçtim toplantı odasına . Herkesin kafasında şapkalar var ama sanırım en dikkat çekici olan benimkiydi . K HANIM beni anons ediyo , "şirketimizin çılgın çocuğu da geldi" diye . Yine gülümsedim . Demek ki artık benim manyaklıklarıma herkes alışmış . Milletin kafasındakilere baktıktan sonra haliyle gözüm masaya ilişti. Çeşit çeşit içkiler , cipsler , meyveler , pastalar . Ooooohhh , kral sofrası mübarek :) BİLİBİLİ yine Noel Baba kıyafetiyle ortalıkta dolaşıyor , kızlar müzikle kopmuş , erkekler daha ağır muhabbet ediyor aralarında , kopmayı ilerleyen saatlere bırakmışlar , tasarım ekibi yine ellerinde fotoğraf makineleriyle dolaşıp duruyorlar. Ben bu sefer içkiyi fazla kaçırdım ama :) Zaten çok hızlı içtiğim için kolay kafayı bulurum ama bu sefer gecenin gazına gelerek